Kredi Teminatları ile İlgili Mevzuat

Bankaların kredi işlemlerinde belli bir teminat verilmesi gerekli olmamakla beraber özellikle büyük miktarlı ve uzun vadeli kredilerde kredinin miktarı, gayesi, cinsi ve vadesi gibi genel ve krediye ilişkin olabilecek özel şartlara uygun bir teminat aranması doğaldır.  En yaygın olarak kullanılan teminat türlerin başında da gayrimenkul ipoteği gelmektedir.

Son günlerde kredi verirken teminat aranması ve teminatın niteliği konusunda herhangi bir mevzuat olup olmadığı konusunda sorulara muhatap oluyorum.  Özellikle, imara müsait olmayan örneğin yeşil alan, spor alanı, ibadet alanı, deprem toplanma alanı olarak belirtilmiş yerlerin teminat olarak kabul edilmesinin mümkün olup olmadığı güncel bir soru olarak karşımıza çıkıyor.  Bu sorulara aşağıda cevap vermeye çalışacağım.

Kredi İşlemlerine Dair Uluslararası ve Yerel Mevzuat 


Bankaların aldığı en büyük risk kredi işlemleri vasıtası ile olur.  Bu yüzden kredi işlemlerine dair çok geniş bir mevzuat vardır.  Bu mevzuatın iki temel ayağı vardır. Bunlardan birincisi uluslararası normlar ve standartlar, diğeri ise yerel mevzuattır.  Her ne kadar ülkelerin kendi mevzuatları koyması bir egemenlik hakkı ise de ülkeler üyesi oldukları uluslararası toplumun koyduğu ilkeleri ve bu ilkelere bağlı norm ve standartları göz ardı edemezler. Hatta, uluslararası kurumlara üyelik vasıtası ile bu konulardaki yerel mevzuatlarını uluslararası kurallarla uyumlu hale getirmeyi taahhüt ederler.  Türkiye’de mali sektörle ilgili en önemli uluslararası kurumların üyesi ve çoğunda da kurucu üyeler arasındadır.  Mali sektörün düzenlenmesi ve denetlenmesi konusunda en önemli kurumlar arasında Basel Bankacılık Denetleme Kurulu (BCBS, Basel Committee on Banking Supervision), Mali Eylem Görev Gücü (FATF, Financial Action Task Force), Uluslararası Sermaye Piyasaları Kurulu (IOSCO, International Organisation of Securities Commissions), Uluslararası Sigorta Denetçileri Birliği (IAIS, International Association of Insurance Supervisors) gibi kurumları sayabiliriz.  Türkiye bu kurumların tümünün yönetiminde ilgili kurumları vasıtası ile temsil edilmekte ve bu kurumların ilan ettiği tüm kuralların oluşmasında katkıda bulunmaktadır. (Bu konuda daha geniş ve tüm bu kurumların işleyişi hakkında bilgi için bkz., Küresel Ekonomi Düzeni Kurumlar ve Kurallar, Ahmet Söylemezoğlu, Remzi Kitapevi, 2020)

Bankacılık ile ilgili konularda ülkemizde en önemli kurum Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu’dur (BDDK).  BDDK Bankacılık kanunundan aldığı yetki ile görevini ifa eder.  Aynı zamanda BCBS’de ülkemizi temsil etmektedir.  Ülkemizde de mevzuatımız genel hatları ile BCBS ilkeleri ile uyumludur. Periyodik olarak ülkelerin BCBS ilkeleri ile uyumu konusunda yerel kurumların da katıldığı muhtelif değerlendirmeler yapılır ve eksiklikler tespit edilir. (Bu konuda da detaylı bilgi için yukarıda bahsettiğim Küresel Ekonomi Düzeni Kurumlar ve Kurallar kitabıma bakabilirsiniz).

Uluslararası Mevzuat


Kredi İşlemleri konusunda uluslararası mevzuatın temel ilkeleri BCSBS’in “Core Principle” denilen ana ilkelerinde yer alır. Bunlar:

14. Ana İlke (BCP#14).  “Corporate Governance” adı ile anılan bu ilkede bankaların yönetim ve karar verme organları ve ilkeleri anlatılır. 

15. Ana İlke (BCP#15).  “Risk Management Process” adı ile anılan bu ilkede bankaların risk yönetimi ile ilgili temel prensipler sıralanmıştır.  Bankaların en büyük risk kaynağı kredi işlemleri olduğu için bu ilkede bahsedilenler kredi işlemlerine ait tüm süreçlerin uyması gereken temel normlardır.

16. Ana İlke (BCP#16).  “Capital Adequacy” Sermaye yeterliliğine ilişkin bu ilke kredi hacmi ve kredi performansı ile yakından ilgilidir.  Bu bakımdan kredi işlemlerine tüm süreçlerde dikkatle izlenmesi gereken kurallar bu ilke ile irtibatlıdır.

17. Ana İlke (BCP#17).  “Credit Risk” Kredi riskini ait tüm konular (karar alma sürecinden tahsile kadar olan tüm süreçler) bu ilke ile uyumlu kurallarla yönetilir.

18. Ana İlke (BCP#18).  “Problem Assets, Provisions and Reserves”.  Bu ilke sorunlu banka varlıkları ve bunlarla ilgili karşılıklar ve rezervler hakkındadır.  Herhangi bir kredi sorunlu bir krediye dönüşmesi durumunda bu ilke devreye girer. 

19. Ana İlke (BCP#19).  “Concentration Risk and Large Exposure Limits”.  Bu ilke bankanın sermayesine göre deneticiler tarafından yüksek olarak tarif edilen büyük krediler ait tüm süreçleri belirtir. Bu tip krediler özel kurallara tabidir.

20. Ana İlke (BCP#20).  “Transactions with Related Parties”.  Bu ilke genel olarak bankanın yaptığı işlemlerde banka ile bağlantılı olarak kabul edilen taraflarla yapılan kredi dahil tüm işlemleri kapsar.  

Yukarıda bahsettiğim tüm bu ilkelerin muhteviyatı ve nasıl uygulanacağı konusunda detaylı rehber dokümanlar vardır ve tüm bunlara www.bis.org sitesinden ulaşabilirsiniz.

Yerel Mevzuat 


Yukarıda da belirttiğim gibi Türkiye’de yerel mevzuat genel olarak uluslararası standartlarla uyum göstermektedir.  Krediler ve bunlara ilişkin mevzuat BDDK ‘nın yayımladığı üç temel dokümanda bulunmaktadır.  Bunlardan birincisiBankaların Kredi İşlemlerine İlişkin Yönetmelik”dir.

Bu yönetmelikte kredi kararının kimler tarafından ve nasıl alınacağı, kredi müşterisinden istenecek belgeler, kredi sınırları ve bu sınırların izlenmesi, sorunlu alacakların çözümlenmesi gibi temel konulara yer verilmiştir.

İkinci doküman ise yukarıda işaret edilen yönetmeliğin uygulama rehberidir. “Bankaların Kredi Yönetimine İlişkin Rehber” (bkz. https://www.bddk.org.tr/Mevzuat/DokumanGetir/949 ) isimli bu dokümanda uygulama esasları hakkında detaylı prensiplere yer verilmiştir.   Bu rehberde 28 ilke ve bu ilkeler altında toplam 190 maddeden oluşan şart sıralanmıştır. Konumuzla ilgili olduğunu düşündüğüm bazı ilke şartlar aşağıdadır:

İlke 13- Bankalar kredilerin etkin yönetimi için önceden belirlenmiş değerlendirme ve onay verme işlevlerini oluşturur. Kredi onayları bankanın yazılı prosedürlerine uygun olmalıdır.

İlke 14- Kredi kullanıcısının veya karşı tarafın risk profilinin doğru değerlendirilebilmesi için bankalar yeterli bilgiye sahip olmalıdır. Kredi tahsis sürecinde ihtiyatlılık esastır. Ekonomik büyüme dönemlerinde bu esası zedeleyecek uygulamalardan kaçınılır.

İlke 17- Müşteri limitleri belirlenirken müşteri borçluluğu ve müşterinin geri ödeme performansı/kapasitesi değerlendirilir.

İlke 19- Yapılan analizlerle kredi gereksiniminin nedenleri ve kredi kullanım amacı hakkında bilgi sahibi olunur.

İlke 20- Proje/ihtisas kredileri uzmanlaşmış kişilerden oluşan ayrı ekipler tarafından değerlendirilir.

İlke 22- Kredi yönetiminin en önemli unsurlarından birisi kişi/firma seviyesinde ve grup seviyesinde kredi limitlerinin oluşturulmasıdır. Limitlere uygunluk kontrolleri, kredi değerlendirme sürecinde başlar, mevzuata ve banka içi düzenlemelere uyum kontrol süreci de dâhil kredilendirme süreçlerinin tümüne dâhil edilir.

Teminat ve Garantilerin Yönetimi

Kredi Yönetime ilişkin rehberde "Teminat ve Garantilerin Yönetimi" başlığı altında alınacak teminatlarla ilgili ilkeler ve şartlar sıralanmıştır.  Konumuzla ilgili olanlar şöyledir:

İlke 25- Bankalar maruz kaldıkları riskleri azaltmak amacıyla teminat ve garantilerden yararlanabilirler, ancak işlemler öncelikle borçlunun geri ödeme kapasitesi değerlendirilerek yapılır. Alınan teminatlar, müşterinin etkin biçimde değerlendirilmesinde zafiyete neden olmamalıdır.

138- Bankalar teminat yönetimine ilişkin politika ve prosedürleri yazılı olarak belirler. Teminat alınan kredi işlemlerinde, teminat gereksiniminin nedenleri de dikkate alınarak teminatta oluşabilecek değer kayıpları veya kredi değerliliğindeki azalışların ilave teminat ihtiyacı doğurup doğurmayacağı değerlendirilir. İlave teminat gereksinimi değerlendirme usul ve esasları kredi ve teminat türleri bazında yazılı şekilde oluşturur; bu gereksimin izlenmesinde bilgi sistemlerinden faydalanılır.

139- Teminatlandırma sırasında teminatın hukuki geçerliliği ve şekil şartları incelenir. Ayrıca teminata konu varlığın,

- piyasa değerinin kolayca belirlenebilirliği veya makul bir yöntemle ölçülebilirliği ve ispatlanabilirliği,

- pazarlanabilirliği ve elden çıkarılabilecek ikinci el bir piyasaya sahip bulunup bulunmadığı,

- paraya çevrilmesini engelleyen veya kısıtlayan bir hakkın bulunup bulunmadığı,

- yönetimine uygun sistemlerin mevcudiyeti dikkate alınır.


Kredilere ilişkin üçüncü dokümanKredi Tahsis Ve İzleme Süreçlerine İlişkin Rehber” isimli rehber dokümandır (bkz. https://www.bddk.org.tr/Mevzuat/DokumanGetir/1041 ).

Bu rehberde konumuzla alakalı en dikkati çeken bölüm (2.3.5) numaralı “Çevresel, Sosyal ve Yönetişim ile İlgili Faktörler” bölümüdür.   Bu bölümde bulunan 40 numaralı paragrafta: 

Bankalar, bütüncül bir yaklaşım benimseyerek, kredi riski iştahına ve risk yönetimi politikalarına, kredi riski politikalarına ve prosedürlerine ÇSY faktörlerini ve ilgili riskleri dahil etmelidir

şartı getirilmiştir.

Bu ifade ve bahse konu olan rehberin muhtelif yerlerinde çevresel ve sosyal faktörlere yapılan atıflar ile bankaların tüm işlemlerinde bu faktörleri dikkate almaları şart koşulmuştur.

Bu rehberin (2.3.6) numaralı bölümünde ise “Çevresel Olarak Sürdürülebilir Krediler” tarif edilmiş ve ayrıca gayrimenkul teminatları için özel şartlar 197 numaralı paragrafta sıralanmıştır.  Bu şartlar şöyledir:


197. Değerleme sürecinin sonunda, bankalar her bir teminat için, teminatın değerini belirleyen bütün unsurların ve parametrelerin ve bunların kolay bir şekilde anlaşılmasını sağlayan gerekli ve yeterli tüm bilgilerin yazılı hale getirildiği açık ve şeffaf bir değerleme raporunun edinilmesini sağlamalıdır. Söz konusu unsurlar ve parametreler özellikle aşağıdaki hususları içermelidir:

a. Teminatın referans değeri; 

b. Teminatın değerinin belirlenmesinde kullanılan yaklaşımlar, metodoloji, ana parametreler ve varsayımlar; 

c. Teminatın mevcut veya varsa çoklu kullanımını da içeren bir açıklama ve teminatın türü ile yaş ve korunma durumunu da içeren özellikleri;

d. Teminatın konumu, yerel piyasa şartları ve likiditesine ilişkin bir açıklama;

e. Teminatın yasal ve gerçek özellikleri;

f. Teminatın kısa vadede değerini etkileyebilecek kesinlik veya belirsizlik derecesini etkileyen bilinen durumlar

Teminatların nasıl ve kimler tarafından değerlendirileceği hususunda da yukarıda bahsettiğimiz mevzuatta detaylı şartlar getirildiğini de not etmekte fayda vardır.

Sonuç


Yukarıda detaylı bir şekilde ele aldığımız mevzuata göre şu sonuçlara varabiliriz:

1. Kredi işlemleri çok detaylı bir mevzuata tabidir.  Bu mevzuata uyulup uyulmadığı konusu BDDK denetiminin ana unsurlarından birisidir.  BDDK bu denetimi hakkıyla ve mevzuata uygun yapmakla sorumludur. Ayrıca, bankaların gerek harici murakıpları (external auditor) ve gerekse de iç denetim unsurları da bu konuları sürekli olarak denetlemek mecburiyetindedir.  Yapmadıkları takdirde sorumludurlar.

2. Kredi kararlarında kanuni limitler ve genel ve kredinin türüne ilişkin özel kısıtlamalar göz önüne alınmalıdırBu limitler dahilinde ve kanuni süreçlere uyularak verilecek kredi kararlarında esas kriterin kredi müşterisinin ve krediye konu faaliyetinin geri ödeme kapasitesidir.  Herhangi bir teminatın varlığı kredilendirme kriterini hafifletemez.  Bu bakımdan teminatlar önemli olmakla beraber kredi kararında tali bir unsurdur. 

3.  Üzerinde kısıtlama olan gayrimenkuller esas olarak teminata uygun değildir.  Bu bakımdan imarda yeşil alan, park, bahçe, deprem toplanma alanı, ibadethane, spor alanı vs. şeklinde kısıtlamalar bulunan gayrimenkullerin teminat olarak alınması yukarıda bahsedilen mevzuat ile uyumlu değildir.

4.  Bankalar kredilendirme dahil tüm faaliyetlerinde çevresel, sosyal ve yönetişimsel faktörleri bir bütün olarak dikkate almalılardır. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Düşük kur rekabet gücümüzü artırdı mı?

Türkiye Neden Gri Listeden Çıkarılmadı ve Ne Yapması Gerek?

Bankalar istediklerine istedikleri kadar kredi verebilirler mi? Kredi Riski, Büyük Krediler, Limitler ve Denetim