Ekonomik Verimlilikte Bazı Gelişmeler



Ekonomik faaliyetlerde kaynakların ne kadar verimli kullanıldığı en temel sorulardan birisidir. Kaynak verimliliği (productivity) hem sürdürülebilir ekonomik büyümeyi sağlar hem de ülke ekonomisinin uluslararası rekabet gücünü artırır.  Bu bakımdan tüm ülkeler ekonomik verimliliği izlemeye ve ölçmeye özel önem gösterirler.  Birçok ülkede bazen birden fazla bu amaçla faaliyet gösteren özel ve resmi kuruluşlar vardır.  Ülkemizde de verimliliği ölçmek için yapılan faaliyetlerin kökü 1950’lere dayanır.  1965’de ise bu faaliyetler bağımsız bir kurum olarak tasarlanan Milli Prodüktivite Merkezi (MPM) çatısı altında toplanır.  Bu kurum 2011 senesinde kaldırılarak Bilim Sanayii ve Teknoloji Bakanlığı bünyesinde kurulan Verimlilik Genel Müdürlüğüne devredilmiştir.  

Uluslararası alanda birçok kuruluş ekonomik verimliliği ölçen veriler yayımlamakta ve akademik çalışmaları desteklemektedir. Bunlar arasında bizim de kurucusu olduğumuz OECD en önemlilerinden birisidir.  OECD’nin bu alanda yaptığı çalışmalar dünyanın her tarafında dikkatle izlenir.  Türkiye de OECD’nin veri toplama ve yayımlama çalışmalarına düzenli olarak katılmakta ve destek vermektedir.

Ekonomide verimliliği ölçmek birçok zorlukları içerir.  Bu zorluklar arasında doğru verileri toplamak ve analiz etmenin yanı sıra toplanan verilerden birtakım çıkarımlar yapmayı sayabiliriz.  OECD gibi kuruluşlar genelde ‘ham veri’ olarak tanımlayacağımız verileri yayımlar.  Bunları genelde bu konuda uzmanlaşmış iktisatçılar muhtelif ekonometrik teknikler kullanarak yorumlarlar. Biz burada OECD’nin yayımladığı işgücü verimliliğine ait bazı verileri inceleyeceğiz.  

OECD verilerine göre Türkiye’nin iş gücü verimliliğinde son on senede göreceli bir düşüş gözlemleniyor. Buna mukabil aşağıdaki tabloda görüldüğü üzere Türkiye’ye benzer OECD ülkelerinin önemli bir bölümünde son beş yılda verimlilik artışları var.  




Yukarıdaki tablo Türkiye’nin iş gücü verimliliğinin 2001- 2009 arasında yılda ortalama %4,12 arttığını buna mukabil 2009 – 2015 arasında yıllık verimlilik artışının %3,30’a 2015-2019 arasında ise %2,29’a gerilediğini göstermekte.  Ayrıca, 2015 – 2019 arasında Türkiye’nin verimlilik artışı göreceli olarak tablodaki tüm ülkelerin gerisinde kalmıştır.  Bir başka önemli husus Türkiye’nin 2001 – 2009 arasındaki verimlilik artışının büyük bir kısmı 2001-2007 arasında gerçekleşmiştir.  Bu tarihler arasında yıllık ortalama verimlilik artışı %6,34 olurken 2007–2019 arasında bu oran %2,01’e gerilemiştir. Dolayısı ile 2007 sonrası verimlilik artışı 2001-2007 arasındaki artışın üçte birinden azdır. Bu oran sadece OECD içinde milli gelir düzeyi bize yakın ve rekabet içerisinde ülkelerin gerisinde olmakla kalmayıp Asya’da hızla büyüyen ülkelerin de oldukça arkasındadır.  

Verimlilikte göreceli olarak bu düşüş OECD’nin yayımladığı Yetişkin Becerileri Anketinin (PIAAC- Programme for International Assessment of Adult Competencies) neticeleri ile de uyumludur.  OECD’nin Türkiye’de Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile birlikte yaptığı Yetişkin Becerileri Anketine göre Türkiye tüm kategorilerde sadece Endonezya’nın üzerindedir. PIAAC sonuçlarında en üzücü nokta ise teknolojik ortam becerilerimiz OECD ortalamasının dörtte biri  ve Yunanistan'ın neredeyse yarısı kadardır. Sayısal ve sözel skorları bizim altımızda olan Şili de  bile bu skor bizim iki katımız kadar.



(Bkz. Küresel Ekonomi Düzeni, Kurumlar ve Kurallar Ahmet Söylemezoğlu, Remzi Kitap ISBN 978-975-14-1981-1 sf. 141)

Düşük PIAAC skorlarını daha da karamsar yapan bir diğer çalışmada OECD’nin okul çağındaki çocukların bilgi ve becerilerini ölçen PISA (Programme for International Student Assessment) skorlarıdır. Türkiye’de Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte yapılan PISA sonuçlarında ortaya çıkan düşük sonuçlar okul cağındaki neslin de donanım olarak diğer ülkelerdeki yaşıtlarının gerisinde olduğunu göstermektedir.  Bu sonuçlar hem üzücü hem de düşündürücüdür. 


(Bkz. Küresel Ekonomi Düzeni, Kurumlar ve Kurallar Ahmet Söylemezoğlu, Remzi Kitap ISBN 978-975-14-1981-1 sf. 140)

Bu veriler bizi üzmekle beraber bize yol da göstermektedir. Hem yetişkinlerimizim becerilerini geliştirmesine yardım ederek uluslararası ekonomik rekabet gücümüzü artırmalıyız hem de halen örgün eğitim kurumlarında bulunan öğrencilerimizi bu rekabete hazırlamalıyız.  Bir başka deyişle hem bugünümüz hem de yarınımız için çabalamalıyız.

PODCASTS:


YOUTUBE



---------------------------------------------------------

Bu sitede bulunan tüm yazı ve görsellerin her hakkı mahfuzdur ve kişisel kullanım amaçlıdır.  
Kaynak gösterilmeden iktibas edilemez.
İzinsiz olarak çoğaltılamaz, ticari gaye için kullanılamaz.
Rights of all the material on this website are protected and cannot be used without proper indication of the source and observing universal citation norms. 
The material is provided solely for personal use.  Any other use including reproduction and distribution is prohibited. 



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Düşük kur rekabet gücümüzü artırdı mı?

Bankalar istediklerine istedikleri kadar kredi verebilirler mi? Kredi Riski, Büyük Krediler, Limitler ve Denetim

Türkiye Neden Gri Listeden Çıkarılmadı ve Ne Yapması Gerek?